11 Şubat 2015 Çarşamba

Kendime Notlar - Biberon Perisi

Gönderen Strasbourgdaki Istanbullu zaman: 11.2.15
Alıntıdır....
--

Oğlum doğduktan sonraki bir hafta yoğun bakımda kaldı. Bu sebeple biberon ile tanışması çok erken oldu. Yoğun bakım sonrası mama takviyeli anne sütü aldı. 15 aylık olduğunda memeden kesmemiz gerekti. Bu süreci çok kolay bir şekilde atlattık, fakat sanıyorum meme yerine biberonu koydu ve biberon karnını doyurmak ya da susuzluğunu gidermek dışında farklı anlamlar da kazandı. Günün yarısı biberon ağzında, kendi kulağı ya da yanında kim varsa onun kulağı ile oynamaya başladı. Biberonu bazen boş olarak istiyordu, sadece emmek için.. Kulak konusu da çok komikti. İnsanlar ile tanıştıktan sonra “Senin kulağın çok güzelmiş, tutabilir miyim?” diyordu!

Biberon git gide önem kazanarak hayatımızda yer edindi. Biberon olmadan uyuyamıyordu. Kreşte utandığı için kullanmıyordu ama kreş kapısında içeri girmeden son bir nefes çekiyordu… Kabızlık problemimiz olduğundan çocuğu strese sokmamak için daha önce müdahale etmedim fakat dört yaşına geldiğinde artık bir şeyler yapmamız gerekti. Nitekim hala suyunu ve sütünü biberondan içiyor, uyumak ya da dinlenmek istediğinde biberon eşliğinde bizim kulaklarımızla oynuyordu.

Nasıl bırakabileceğimizi biraz araştırdım ve ön bir çalışma yaptım.

Bir biberon perisi yarattım. İstedim ki biberonu kullanması ya da kullanmamasının sorumlusu ve muhatabı biz olmayalım. Ve yine kararı kendisinin vermesini istedim. Peri ile ilişkili olabilecek bir şeyler almasını istemiştim eşimden. Renkli kağıtlar, kalemler, zarflar ve çıkartmalar aldık. Bir biblo bulmuş almış. Bir de bardak aldık.

Ve başladık…

İlk gün biberon perisinin ağzından bir mektup yazdım ve uyurken baş ucuna koydum. Mektupta biberon perisi kendisini tanıtıyordu. Dört yaşını geçmiş ve hala biberon kullanan çocukları görmeye gittiğini ve biberonlarını verirlerse sürpriz hediyeler getirdiğini söylüyordu. Topladığı biberonları da ihtiyacı olan küçük bebeklere götürüyormuş. Biberonlarını ne zaman vermek isterse gece yatmadan baş ucuna bırakmasını istedi peri oğlumdan. Mektubu çıkartmalar, simlerle süsledim.

Ozan mektubu görünce çok heyecanlandı. Gün içerisinde sürekli okumamı istedi. (Bu nedenle mektubu gerçekten yazdım. Çünkü farklı farklı kişilerden de okumasını istedi ve hep aynı şeyi okumamız gerekiyor!) O akşam “Biberonları verelim” dedi. Hediye paketi yapıp başucuna koyduk. Fakat biberon olmadan uyuyamadı. Geri istedi. “Peki” dedim, verdim biberonu. İkinci gün de yine aynı şekilde geçti.

Üçüncü gün hiç vermek istemedi. Böyle iki-üç gün geçti. Bu arada ben konu ile ilgili hiç konuşmadım. Ama biberon perisinin kendisini hatırlatması gerekiyordu. Peri biblosu ile birlikte bir mektup daha gönderdi. “Hala karar vermedin mi?” yazıyordu. Periyi merak ediyorsa diye biblosunu da göndermişti. “İşte bu benim” diyordu mektupta. Ozan yine heyecanlandı. Bu sefer çok kararlıydı.

Akşam biberonları hediye paketine koyduk ve heyecan içinde biberonsuz uyumayı başardı.

Ertesi sabah biberon perisi biberonları almış, yerine bir bardak, bir mektup ve bir yapboz parçası bırakmıştı. “Bardak sana ilk hediyem, asıl hediyemi sana altı gün boyunca vereceğim yapbozları tamamladığında elde edeceğin hazine haritasını kullanarak bulacaksın” diyordu. (Kağıda evin odalarını gösteren basit bir harita yapıp altı parçaya böldüm. Hemen vazgeçmemesi için böyle bir yöntem düşündüm. Altı günde biberonsuzluğa da alışır diye umdum.)

Biberonsuz ilk günümüz başladı. Sütünü içmek istemedi. Öğlene doğru biberonlarımı istiyorum dedi. Ben de o zaman biberon perisine mektup yazalım geri getirsin biberonları istersen dedim. O söyledi, ben yazdım. Ama biberon perisi akşamdan akşama geliyor! Muhatabı ben olmadığım için bana hiçbir şey söyleyemedi. Akşam mektubu başucuna koyduk. Fakat için için altı gün sonraki hediyeyi merak ediyordu. “Anne ben vazgeçtim. Bu mektubu hediyeyi aldıktan sonra gönderelim” dedi.

“Peki” dedim.

Sonraki günlerde biberon perisi her gün bir mektup ve yapboz parçası gönderdi. Ozan sütünü içmeye ve kolaylıkla uyuyabilmeye başladı. Biberonsuzluğa alıştı. Beşinci gün “Anne, ben artık biberonlarımı istemiyorum” dedi.

Altıncı gün son yapboz parçamızı aldık. Evin içinde haritayı takip ederek hediyelerimizi bulduk.

Altın çikolata, top sakız ve madalya.

Çok mutlu oldu.. Ve böylece biberonu, bağrışmadan, ağlamadan, strese girmeden bıraktık.

--
Alıntıdır....

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Strasbourgdaki Istanbullu Copyright © 2011 Design by Ipietoon Blogger Template | web hosting